Bu Blogda Ara

21 Temmuz 2009 Salı

Yaşasın Blog! =D

Herkese Merhabalar!!! Ben Fiddy =D

Kullandığım ünlem sayısından bu blog konusunda ne kadar heycanlı olduğumu anlayabilirsiniz =D


Bu sabah yeni bir yazıya başlamıştım, (bazılarınız biliyor, bir süredir Facebook'ta çeşitli konularda yazılar yazıyorum.) Küresel Isınma'yla ilgili bir yazı. Buraya ilk o yazıyı yazmak istemiştim ama giriş için ağır kaçar dedim =D Yarın da o yazıyı eklerim ama ilk yazım daha eğlenceli, daha mizahi olsun istedim :D


İlk yazımın konusu "Düğünler"


Düğünlerden oldum olası rahatsız olmuşumdur. Karşı olduğum şey iki insanın birbirine bağlanmalarını kutlamaları değil tabi ki ama bunu yapış biçimleri.


Öğrencilerin en sevdiği mevsim Yazdır genelde, tatilden dolayı. Benim ise Yaz her zaman en az sevdiğim mevsim olmuştur.


Yaz "Düğün Mevsimi"dir!


Kendimi bildim bileli her yaz en az haftada 2-3 defa zorla düğünlere sürükleniyorum. Düğünler kadar benim sinirlerimi bozan çok az şey var. Düğünlerden bu derece nefret etmemin pek çok sebebi var.

Bunlar;

-- Kıyafet Zorunluluğu = Kıyafet zorunluluğu derken, kıyafet giyme mecburiyetinden bahsetmiyorum tabi ki. Kıyafetlerin tarzı beni rahatsız eden. Tüm çocuklar küçük birer gelin ve damat gibi giydirilir, herkes kıyafetinin gösterişi konusunda birbiriyle yarıl halinde. Beni bilirsiniz, rahat kıyafetler giymeyi severim. Kotlar, bol pantolonlar, gömlekler vs giyen biriyim. Her düğüne gitmemiz gerektiğinde (dediğim gibi haftada 2-3 defa) ailemle bir kıyafet kargaşası yaşıyoruz. Onlar bana pembe/beyaz/leylak ve benzeri renklerde elbiseler giydirmeye çalışıyorlar ve ben siyah gömleğim üzerinde ısrar ediyorum. Bana göre değil, resmi kıyafetler pek tarzıma uymuyor ve o iğrenç dantelli elbiseyi giymeye zorlanmaktan nefret ediyorum.


-- Tanımadığın Akrabalar = Düğünlere her gittiğimde hayatımda daha önce hiç görmediğim ve çok büyük bir ihtimalle hiç görmeyeceğim akrabalarımla tanıştırılıyorum.


- Fidancığım bak bu senin büyük amcanın 2. karısından olma ortanca oğlunun eşinin erkek kardeşinin küçük kızı Sevin! Bak senin yaşlarında O. (gösterdiği kızla aramda en az 5 yaş var) Hadi siz kaynaşın bakalım!

Her düğünde buna benzer tanıştırmalar yaşıyorum. Her düğünde gerçekten uzak akrabalarımla tanıştırılıp, onlarla anında bir yakınlık kurmam gerekiyor. Rahatsız edici bence..

-- Müzikler = Düğünlerde çalan müzisyenler (her zaman olmasa da) çoğu zaman berbatlar! Müzisyenlerin yetenek seviyesinin yanı sıra, müzik seçimleri de ayrı bir konu! Düğünde bulunan insanların %90'ının beğenmemesine rağmen ısrarla çalınan arabesk vs parçalar zaten (benim için) kötü geçen düğün gecesini daha da katlanılmaz bir hale getirir. Bu müziğin sesi her zaman gereğinden fazla yüksektir ve nedense gereksiz ve aşırı baskın bir eko vardır. Ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam eder.. Bu noktada kendimi havuza atıp intihar etmenin güzel bir düşünce olduğunu fark etmeye başlarım genelde..

(Müzik olayını sevmememin ayrı bir sebebi be evimin hemen yanında bir düğün salonu olması. Neredeyse her akşam orada bir düğün var ve ben her gece o gürültülere maruz kalıyorum. Saat 02:33de benim sabrımın tükenip polisi aradığım çok olmuştur. Artık polislerle ahbap gibiyiz)

-- İçkiyi abartıp dans pistinde kendini kaybedenler = 56 yaşında saçları seyrelmiş hafif kilolu büyük dayınızı pistte striptiz ve folklör arası bir dans yaparken izlemek hoş değil. Her ne kadar her zaman bu seviyede olmasa da genelde içip dağıtanlar olur düğünlerde (tahminim düğünlerin ayık çekilemeyeceğinden içmeleri)

Şimdi size son gittiğim düğünü özetliyorum. Düğünde yaklaşık 600 kişi var. Biz oraya yeteri kadar erken gidemedik ve gerçekten uzun bir tebrik kuyruğu var. Yaklaşık 40dk sırada bekledikten sonra tanımadığım 8 kişiyle öpüşüp tebrik ediyorum. O uzun beklemenin sonunda elime geçen şey, bayat bir kurabiye. Sonra oturan insanlar arasında gezinme faslı başlıyor. Benim bezli halimi hatırladığını iddia eden onlarca orta yaşlı (ve daha da yaşlı) kadınlar tarafından gayet ıslak bir biçimde öpülüp, yanaklarım sıkıldıktan sonra aşırı rahatsız koltuklara oturuyoruz. Orda oturmamızın tek sebebi "Etrafa ayıp olmasın", "Bir tebrik edip kaçtı demesinler"! Oturduğumuz için küçük kardeşim sıkılmaya başlıyor (kendisi 4 yaşında) ve bundan dolayı da ağlayıp bağırmaya başlıyor. Bu noktada gereksiz seviyede yüksek sesli müzik başlıyor ve kardeşimin çığlıklarını duymamaya başlıyorum ama morardığını gördüğüm için tehlikeli bişeyler olduğunun farkındayım. Mecburen onunla biraz oynuyorum. 1 saate yakın bir oturma faslı sonrasında (bu süre zarfında tanımadığım bir sürü yeğenimle "oynamaya" zorlandım. Beni az çok tanıyorsunuz, sizce ben oyun oynayacak biri miyim?) pastanın kesildiği haberi geliyor ve önlere ilerlemeye başlıyoruz. İzdiham olmuş durumda. Her şey milimetrik bir kalınlığı olan bir pasta dilimi için. Sonunda pastalarımıza kavuşuyoruz ve yavaşça çıkmaya çalışıyoruz. Ama herkes de bizimle aynı anda çıkmaya yeltendiği için müthiş bir kalabalık var ve kapıda sıkışıyoruz. Arabaya varmayı başardığımızda arabanın 4 taraftan önünün kesildiğini farkediyoruz. Bir süre orda bekledikten sonra, az önce içinden zor çıktığımız kalabalığın içine tekrar girip içeriye dönüyoruz insanların arabalarını çekmeleri için o aşırı eko yapan mikrofondan anons yaptırıyoruz. Sonunda arabanın önü açılıyor ve biz eve doğru hareket ediyoruz.


Bu benim en rahat geçen düğün anılarımdan biri. Bu düğünde çektiğim rahatsızlığın 10 katını çektiğim düğünler olmadı değil.

Böyle deneyimlerden sonra, düğünlerden nefret etmemek elde değil bence..


(Fiddy)

4 yorum:

  1. senin yaşlarında gidilen düğünler böyle olur. yaş kemale erince arkadaşlarının düğününe gider oluyorsun ve bu çok normalleşiyor.
    daha zamanın var. daha düğünlerden çok nefret edeceksin. sevdiklerinin ve senin düğün vaktin gelene kadar ;)
    (JUSTREAL)

    YanıtlaSil
  2. bak aynen yazmış fiddy..
    sanki bütün insanlar düğün konusunda ağız birliği etmiş gibi,sanki gizli bi örgüt varmış da belli kuralları varmış gibi..tüm düğünler aynı anacım..
    ve evet umut sarıkaya gözlemciliği var burada :)
    (joya)

    YanıtlaSil
  3. ben düğünümü farklı yapacam çılgıca falan şöle :D :P (Aticon)

    YanıtlaSil
  4. Sevdiğim insanların düğünlerinde bile eğlenemiyorum ki ben. Çok sevdiğim bir yeğenim evlendi geçen yıl, isteyerek gittiğim az düğünden biridir onunki. Yine aynı şeyler oldu ama, müzikler kulağımı tırmaladı, tanımadığım yaşlı akrabalar tarafından sorguya çekildim vs vs yeğenim kendi düğününde koşuşturmaktan gecenin tadını çıkaramadı zaten.

    Ben düğün yapmıyorum! Bekarlığa Veda Partisi verip, sonraki gün Belediyede nikah! En güzeli böyle :D Senin düğününe kesin gelirim Ati ben :D

    (Fiddy)

    YanıtlaSil